Denizlerde Plastik ve Mikroplastikler Konusunda Neler Yapıyoruz
Vakfımız plastikler ve mikroplastikler konusuyla uzun yıllardır ilgilenmektedir.Bu ilginin ilk dönemlerdeki sebebi fok,yunus, balina gibi hayvanların plastikler yüzünden boğulmalarının izlenmesi ve anlaşılması olmuştur. Daha sonra ise geniş çaplı kampanyalar ve projeler başlatarak farkındalık yaratılmaya çalışılmıştır. Son dönemde ise dünya okyanus ve denizleri son yıllarda kirlenme konusunda yeni bir tehditle karşı karşıyadır. Bu yeni tehlike ise plastiklerdir. Plastiklerin deniz ve okyanuslardaki kalış süreleri yıllarla ifade edilecek kadar uzundur. Özellikle plastiklerin deniz suyunda parçalanmasıyla oluşan mikroplastikler son zamanlarda bilim dünyasında sıkça tartışılmaktadır. Çünkü bu plastik parçacıklar besin zinciri yoluyla insana kadar ulaşabilmektedir. Mikro plastikler 5mm’den küçük plastik parçacıklardır.
Dünya çapında üretilen yılda 300 milyon ton plastiğin yaklaşık %2’sinin, yani 6 milyon tonunun denizlere ulaştığı tahmin edilmektedir. Denize taşınan veya doğrudan atılan bu plastik atığın bir bölümü, akıntılarla açık denize sürüklenerek büyük girdaplar oluşturup toplanırlar. Pasifik Okyanusu’nda yüzen plastiklerin oluşturduğu girdaplar uzun zamandır hafızalarımızda kalacaktır.Yıllarca sürebilen bu yolculuk esnasında büyük plastik parçaların sürtünmeyle ufalanması, güneş ile parçalanması ve bakteriler tarafından absorbe edilmesiyle atıklar mikroplastik tabir edilen, beş milimetreden küçük parçacıklara dönüşmektedir. Bilindiği gibi plastiklerin deniz suyunda çözünmesi yıllar almaktadır. Üstelik bu plastik kökenli maddeleri başta da şişeleri yunuslar, balinalar ve deniz kuşları besin zannederek ağızlarına aldıkları için boğularak ölebilmektedir.
Yaptığımız araştırmalarda ülkemiz denizlerinde karaya vuran balinaların ve yunusların midelerinde ciddi oranda naylon poşet ve başka plastik kökenli malzemeye rastladık. Bu plastiklerin bir kısmının deniz araçlarından atıldıklarını biliyoruz. Örneğin Karadeniz’de denize atılan 10 kg plastiğin yarısı yabancı gemilerden atılmaktadır. Ancak, yine de % 70 lik kısmı karalardan başta da nehir ve dereler yoluyla denizlere ulaşmaktadır. Sorun öyle önemlidir ki Birleşmiş Milletler her yıl düzenlediği 8 Haziran Okyanuslar Günü’nün konusunu 2018 de Plastik ve Mikroplastiklerle Mücadele Günü olarak belirlemiştir.
Her gün en az 10 kamyon plastik çöp nehirlerden, karalardan ve gemilerden denizlerimize ulaşıyor. Bu ise yılda binlerce ton plastik demektir. Öyle ki plastikler denizlerin en verimli ilk 200 metre derinliğinden 2000 metrede olan Finike Denizaltı Dağları’nda bile bulunabilmektedir. Ayrıca, Plastikler arasında bulunan ağır endüstriyel işleme tutulmuş çöpler ise uzun süre parçalanmadan suyun altında kalmaktadır.
Denizlerimize tam olarak yılda ne kadar plastik atıldığı bilinmemektedir.Ancak kıyılarımızda, sahillerimizde, denizlerimzde artan plastiklerin azaltılması için öncelikle plastik atıkların kaynağında ayrılmaları için çaba sarf etmeliyiz. Ardından, denizlerimize atılan plastiklerin miktarını azaltmamız gerekmektedir. Bunun için Marpol 73-78’in yani (Gemilerden atılan kirleticilerle ilgili sözleşme) daha sıkı uygulanması için yetkilileri göreve davet ediyoruz. Bu konuda ilgili bütün kurumların görevlerini ciddiyetle yapmalarını bekliyoruz. Plastik atıkların geri dünüşümü ve alımı konusunda ülkemizde yeterli denetim bulunmamaktadır. Aslında gıda ve içecek amaçlı plastik kutu, şişe ambalajlı malzeme satan kuruluşların bunları toplaması yani tam olarak geri alımlarını yapması ve takip etmesi gerekmektedir.Ancak bu ne yazıkki tam olarak yerine getirilmemektedir.
Vakıf olarak, AB projesikapsamında Marlisco projesine başladığımızdan beri (2014) Plastiklerle ilgili her yıl birçok etkinlik yapıyoruz. Bunların en önemlisibelki de 2019‘da 4 denizimizde aynı anda yaptığımız çalışma oldu. Karadeniz’de Samsun, Akdeniz’de Adana, Ege Denizi’nde İzmir ve İstanbul’daki çalışmalarımızda tonlarca plastik topladık ama Plastik toplanarak yokedilmez. Önemli olan yerinde toplanması ve kamuoyunda farkındalık yaratmak zaten bunu yapmaki çin çabalıyoruz. Bu arada, ulusal ve uluslararası dergilerde bu konuda yazdığımız makaleler de büyük ilgi görüyor. Plastiklerle ilgili yaptığımız paylaşımlar beğeniler alıyor.
Tabi kişisel olarak yapacaklarımız da var. Günlük hayatımızda plastik kullanımını ve tüketimini azaltmalıyız. Cam veya dönüşebilir malzeme kullanmaya gayret etmeliyiz. Hopa‘dan İskenderun’a kadar olan sahillerde ve deniz içinde plastik çöpler, naylonlar, vs. bulunması kıyılarımızın çirkin görünmesine, biyoçeşitliliğin bozulması yanında turizmdeki mukayeseli temiz kıyı imajımızı da yok etmektedir. Bu nedenle, çöplerin denizlere atılmaması ve düzenli toplanması, naylon poşetlerin yasaklanması veya parayla satılması konusunda bütün belediyelerin ve bakanlıkların üzerine düşeni yapması gerekmektedir.
Her ne kadar son zamanlarda plastik konusu toplumumuzda gündem gelse bile bu konuda genel bir seferberliğin başlatılması ve geniş kitlelere plastik ve mikroplastikler konusunda bilgilendirici kampanyalarının yapılması da gerekmektedir. Karar bizimdir: ya gelecek kuşaklara, çocuklarımıza temiz ve sağlıklı bir deniz ekosistemi bırakacağız veya onları plastik çöpler, poşetler ve naylonlar içinde yüzdüreceğiz.