Karadeniz’de Deniz Koruma Alanı Önerileri

Karadeniz’de Beş Bölge Deniz Koruma Alanı Olarak Öneriliyor

İstanbul, Sinop ve Ortadoğu Teknika Üniversitesi’nden Bayram Öztürk, Bülent Topaloğlu, Ahmet Kıdeyş, Levent Bat, Çetin Keskin, Murat Sezgin, Ayaka Amaha Öztürk ve Ahmet Yalçıner’in içinde bulunduğu sekiz deniz bilimleri uzmanı Karadeniz’in Türkiye kıyıları için beş deniz koruma alanı önerdi.

Avrupa Birliği 7. Çerçeve programı tarafından desteklenen COCONET (www.coconet.org) Projesi kapsamında, Türkiye’nin Karadeniz sahillerinde sürdürülebilir balıkçılığın ve biyoçeşitliliğin korunması amacıyla belirlenen bu alanların biran önce Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından Deniz Koruma Alanı olarak ilan edilmesi öneriliyor.

Bilindiği gibi Türkiye’nin Karadeniz kıyıları ciddi tehditler altında. Özellikle, kıyısal alanların aşırı ve düzensiz kullanımı, aşırı ve yasadışı avcılık; gemi ve kara kökenli kirlenme, yabancı türler ve küresel iklim değişikliği gibi tehditler nedeniyle deniz canlı kaynakları tükenme noktasına geldi.

Deniz koruma alanlarının oluşturulması denizel biyolojik çeşitliliğin ve sürdürülebilir balıkçılığın devamı için bölgede büyük önem taşımaktadır. Halen Türkiye’nin Karadeniz kıyılarında oluşturulmuş bir deniz koruma alanı bulunmamaktadır. Ülkemizin de taraf olduğu Biyolojik Çeşitliliğin Korunması protokolünde belirlenmiş olan; nesli tehlike ve tehdit altında olan türlerin varlığı ve bu türlerin yaşamı için gerekli, nadir ve hassas yaşam alanları, biyolojik üretimdeki bozulmaların yavaş onarılabildiği alanlar gibi kriterler de göz önüne alınarak bölgede ekolojik açıdan önemli olan beş nokta Deniz Koruma Alanı olarak önerilmektedir.

Karadeniz yukarıda sayılan insan kaynaklı pek çok tehdide maruz olmasının yanı sıra dünyanın en büyük anoksik (oksijensiz) hacmine sahip kapalı bir sistemdir ve Akdeniz üzerinden Atlantik okyanusu ile olan tek bağlantısı İstanbul Boğazı aracılığı iledir. Bu özel durum Karadeniz ekosistemini çok daha hassas bir duruma getirmektedir. Bütün bunlara ek olarak Karadeniz uluslararası deniz trafiği nedeniyle deniz kazaları, petrol ve sintine sularından kaynaklanan gemi kökenli kirliliğe de maruz kalmaktadır. Orkinos, Kalkan, Uskumru, Kolyoz ve Mersin Balığı gibi ticari önemi yüksek bazı türler, aşırı avcılık ve istilacı türlerin yayılımı sonucu nesilleri azalmıştır. Deniz koruma alanları bu ağır tehlikelere maruz kalan Karadeniz ekosisteminin kendini onarması için önemli bir çözüm yolu olarak düşünülmektedir.

Karadeniz’de Türkiye dışında kıyısı bulunan diğer devletler tarafından belirlenmiş birçok Deniz Koruma Alanları bulunmaktadır. Birleşmiş milletler çevre programı, Dünya koruma ve izleme merkezi, 2008 yılı dünya koruma alanları veri tabanı kayıtlarına göre, Karadeniz kıyısında 125 koruma alanı bulunmaktadır. Ukrayna’nın Karedeniz Kuzey şelfinde yer alan Zernov’s Phyllophora Koruma alanı en son belirlenmiş olan Bilimsel amaçlı bir koruma alanıdır. Güncel verilere göre Karadeniz kıyılarında Karadeniz kıyı ülkeleri tarafından belirlenmiş 1,1 milyon hektarlık kıyısal koruma alanı bulunmaktadır. Bu miktarın yaklaşık yarısını tek başına Romanya’da bulunan Tuna Nehri Deltası Biyosfer Rezervi oluşturmaktadır. Bunun dışında Mai Vama Veche koruma alanı (Romanya), Zernov Phyllophora Botanik Rezerv Alanı (Zakaznik), Chernomorskiy Biyosfer Rezerv alanı (Ukrayna) ve Bolshoi Utrish Koruma alanı (Rusya) önemli alanlardır.

BSC ve UNEP-WCMC verilerine göre, Karadeniz Kıyılarında bulunan Ramsar Statüsünde olan Sulak alanlar ve Deniz Koruma Alanları (Türkiye kıyılarında gösterilen alanların tamamı Ramsar alanıdır)

Türkiye’nin Karadeniz kıyıları için önerilen Deniz Koruma Alanları (MPA)

1. Bölge: İğneada
Karadeniz’in korunması için bölgesel strateji geliştirilmesinin ancak şu anda bulunmayan sınır aşan koruma alanlarının oluşturulması ile mümkün olabileceği düşünülmektedir. Bu sınır aşan koruma alanının tesisinin Türkiye ve Bulgaristan arasında İğneada ve Rezova’yı kapsayan Bulgaristan-Türkiye sınırında oluşturulması planlanmaktadır. Bölge kumsal alanı da dahil olmak üzere önemli bir yaşam habitatı olup biyolojik çeşitlilik açısından zengin bir alandır.

2. Bölge: Şile -Kefken
Batı Karadeniz kıyıları için önerilen koruma alanı Şile Kefken arasında kalan bölgedir. Bölge İstanbul Boğazı’nın da etkilediği ve Karadeniz ile Akdeniz arasında pek çok göçmen türün beslenme, büyüme, yumurtlama ve kışlama alanları gibi denizel ekosistemde yaşamsal öneme sahip bağlantı sağlayan bir sıçrama tahtası gibidir. Şile küçük ölçekli balıkçılığın olduğu önemli bir alandır.

3. Bölge: Cide–Doğanyurt
Türkiye kıyılarında 15 adet kaldığı bildirilen Akdeniz Foku’na ait bireyler görülmektedir. Bu nedenle, Cide-Doğanyurt arasındaki alan Karadeniz kıyısındaki 3. Deniz Koruma alanı olarak önerilmektedir.

4. Bölge: Kızılırmak ve Yeşilırmak Nehirleri ve Deltaları
Bu iki nehir Türkiye Karadeniz kıyılarındaki önemli sulak alan ve delta ekosistemlerini oluşturur. Özellikle Kızılırmak Deltası Mersin balıklarının yumurtlama ve üreme alanıdır. Bu bölge önemli yaşam habitatlarını barındıran 1998 de Ramsar alanı olarak deklare edilmiş bir bölgedir. Kızılırmak ve Yeşilırmak delta alanları deniz, kıyı tatlı su ve karasal ekosistemleri bünyesinde barındıran ve besleyen alanlar olup Deniz Koruma Alanı olarak önerilmiştir.

5 Bölge: Mezgit Kayalığı (reef) -Trabzon
Mezgit kayalığı Trabzon açıklarında yer alan bir doğal resif niteliğindedir. Kalkan, mezgit, barbun gibi ekonomik değeri yüksek balık türlerinin yer aldığı bu bölge Trabzon’un yaklaşık 30 mil açığında 80-90 m derinliğinde yaklaşık 2 km genişliğindedir. Bu nedenle koruma alanı olarak önerilmiştir.

Türkiye’nin Karadeniz Kıyıları için önerilen deniz koruma alanları

İğneada Sahili geniş ve bozulmamış kumsalları ile biliniyor

Şile Sahil ve sualtında farklı ortamlarda canlılara ev sahipliği yapıyor

Kaynak:
Öztürk, B., Topaloğlu, B., Kıdeyş, A., Bat, L., Keskin, Ç., Sezgin, M., Öztürk, A.A.,
Yalciner, A.C., 2013. A proposal for new marine protected areas along the Turkish Black Sea Coast J. Black Sea/Mediterranean Environment.Vol. 19, No. 3: 365-379