KORALIJEN TOPLULUKLARI

Başrolde yosunların bulunduğu koralijen topluluklar, renkli süngerler, mercanlar ve daha pek çok göz alıcı canlı ile dikkat çeker.

Rengârenk ve zengin koralijen topluluklar, Akdeniz sualtı dünyasının en güzel manzaralarından biridir ve Posidonya çayırlarından sonra Akdeniz’deki en önemli ikinci ekosistem olarak bilinirler. Bu kendine özgü yapılar az ışık alan ortamlarda büyüyen kabuksu alglerin birikimi sonucu oluşur ve oldukça yüksek çeşitliliğe sahiptir. Biyolojik kalkerli oluşumların birikmesi sonucu ortaya çıkması sebebiyle, “biyojenik resifler” olarak anılır ayrıca, önem ve biyoçeşitlilik bakımından tropik bölgelerdeki mercan resifleri ile kıyaslanabilir. Akdeniz’de tipik olarak bol ışık isteyen yeşil ve kahverengi yosunların ve Posidonia gibi yüksek bitkilerden oluşan deniz çayırlarının, ışığın azalması sebebiyle dağılımını sürdüremediği derinliklerde koralijen görülmeye başlanır ve ışığın oldukça azaldığı derinliklere kadar devam edebilir. Ülkemiz kıyılarında Kuzey Ege’de 20 – 25 metrelerde başlayabilirken, Akdeniz sahillerimizde oligotrofik yapı nedeniyle ışık oldukça yüksek derinliklere erişebildiği için, koralijen daha yüksek derinliklerde görülür. Buna karşın koralijeni oluşturan kalkerli yosunlara çıkıntı kayaların alt tarafları, Posidonya kökleri gibi az ışık alan/gölgede kalan ancak sığ derinliklerde bulunan ortamlarda da rastlanabilir. Koralijen resifler yapısal ve işlevsel olarak karmaşık yapılardır ve dolayısıyla çeşitlilik çok yüksektir, Akdeniz’de kayıtlı denizel türlerin %20’si bu resiflerde bulunur. Süngerler, mercanlar, tül mercanlar ve tulumlular en çok görülen omurgasız sesil hayvanlar arasındadır ve çok çeşitlidirler. Ekonomik ve estetik önemlerinin çok yüksek olması sebebiyle hem ticari balıkçılık hem de sportif dalış faaliyetleri açısından koralijen resifler ilgi odağıdır.

Koralijenin ana unsuru olan kalkerli yosunlar (algler), pembe, kırmızı, mor ve turuncu gibi canlı renkleri ile dikkat çeker. Bu yosunların oluşturduğu formlar 30 cm çapa ve 20 cm yüksekliğe erişebilir. Kalkerli yapısı sebebiyle çok kırılgandır ve ufak bir darbe ile zeminden sökülebilir veya kırılabilir. Bu sebeple dalıcıların palet ve tüpleri ile zarar vermemek adına çok dikkatli olmaları gerekir.

NEDEN ÖNEMLİDİR?

Koralijen oluşumlar, tıpkı Okyanuslardaki Kelp ormanları (bir tür yosun) veya Akdeniz’in kıyısal sularındaki deniz çayırları yatakları gibi, bazı balık, yumuşakça ve kabuklular için vazgeçilmez bir habitattır ve birçok ticari türün yavru dönemleri için büyüme alanı olarak görev yapar. Oluşturdukları üç boyutlu yapı sebebiyle karmaşık bir habitat ortaya çıkar, sadece üzerinde görülen makro türlerin haricinde, çok sayıda mikro-habitatçık içinde yaşayan çok sayıda tür de vardır. Bu nedenle de Akdeniz’in korunmasıyla ilgili Biyolojik Çeşitlilik Protokolüne göre koruma altındadır ve her ülkenin eylem planı yapması istenir. Yakın zamanda ise, koralijen yapılar Avrupa Birliği Denizel Habitatlar kırmızı listesine girmiş ve ekolojik durumları “yetersiz veri” olarak değerlendirilmiştir.

Koralijen üzerinde rengârenk süngerler, mercanlar, tül mercanlar (bryozoonlar) ve soldaki resimde görülen Hermodice carunculata deniz çiyanı gibi çok sayıda güzel canlı görmek mümkündür. Ancak bir o kadarı da koralijen içindeki mikrohabitatçıklar içinde gizlidir. Bu canlılardan bir kısmı korunması gereken türler arasındadır.

Fotoğrafta sarı süngerler arasında Hacelia attenuata deniz yıldızları ve koralijende rastlanan tipik bir tulumlu olan Halocynthia papillosa görülüyor.

Bu alanların ekolojik ve ekonomik önemlerine rağmen ülkemizde bilimsel çalışmalar yetersizdir. Akdeniz’in tipik bileşeni olan koralijen topluluklar Ege ve Akdeniz kıyılarımızda görüldüğü gibi, Marmara Denizi’nde de bulunur. Batı Akdeniz’de koralijen topluluklarda genellikle (esnek bir iç iskelete sahip yumuşak mercanlar olan) deniz dalları (gorgon veya gorgonya da denilen) ve diğer yumuşak mercanlar baskın tür oluştururken, ülkemizin de dâhil olduğu Doğu Akdeniz baseninde, süngerler ve bryozoanlar daha fazla bulunur. Buna karşın Marmara Deniz’inde yaklaşık 60 tür Anthozoa (mercanlar)’dan önemli bir kısmı koralijen habitatlarda yaşar ve bazıları baskın türdür (Topçu ve Özalp 2016). Ayrıca, Ayvalık Bölgesi, Saros Körfezi, Bodrum kıyıları ve Gökçeada’da bazı noktalar deniz dallarının koralijende baskın olduğu özel istisnalardır (Topçu 2015).

Sarı deniz dalı Eunicella cavolini ülkemizde en sık rastlanan deniz dallarından biridir ve koralijende bazen sık bir çalılık halinde görülebilir.

Koralijen içerisinde beyaz deniz dalı Eunicella singularis türünün baskın olduğu bir topluluk.

Marmara Denizi’nde koralijen içinde Doğu Akdeniz’de ender olarak görülen mor deniz dalı Paramuricea clavata türüne rastlamak mümkündür. Ne yazık ki bu güzel canlının sayısı gitgide azalmaktadır. Yakın zamanda IUCN tarafından Akdeniz genelinde durumu “duyarlı” olarak belirlenmiştir. Oysa doksanlı yıllarda Marmara Denizi’nde çalılık oluşturduğu yerler bulunduğu biliniyor (Öztürk ve Bourguet, 1990).

Benzer şekilde kırmızı yumuşak mercan Alcyonium acaule de Marmara Denizi’nde koralijen içinde görülebilir.

TEHDITLER ve KORUNMALARI

Koralijen topluluklar; kıyı balıkçılığı, kirlilik, kıyıların tahrip edilmesi, kum alımı, bulanıklık, dalış sıklığı ve küresel iklim değişimi gibi nedenlerle tehdit altındadır. Son yıllarda, Akdeniz’de özellikle yaz sonlarında görülen aşırı sıcaklar, suda mevsim normallerinin üzerinde seyreden sıcaklık anomalileri oluşturmuş ve bu durum sonucunda koralijende yaşayan çok sayıda canlı toplu ölümler halinde yok olmaya başlamıştır (Garrabou vd. 2009). Bu nedenle de koralijen yapılar Avrupa Birliği Denizel Habitatlar kırmızı listesindedir. Diğer yandan, Barselona Sözleşmesi kapsamında bu resiflerin izlenmesi ve korunması için “Akdeniz’deki Koralijen ve Diğer Kalkerli Biyolojik Yapıların Korunması Eylem Planı” önerilmiştir (UNEP-MAP-RAC/SPA, 2008).

Yaz mevsimi sonunda görülen ve normalden daha uzun süre belirli bir sıcaklığın üzerinde seyreden deniz suyu sıcaklıkları sebebiyle etkilenen canlılardan biri de taş mercan kolonisi Cladocora caespitosa. Koloni üzerinde görülen beyaz lekeler canlı dokunun öldüğü bölgeler (Güreşen vd. 2015).

Sarı deniz dalı Eunicella cavolini türünün baskın olduğu bir koralijen topluluğu yakın zamanda insan kaynaklı aşırı sedimantasyon sebebiyle yok oldu (Topçu vd. 2019).

NE YAPMALIYIZ?

Etrafımızı çevreleyen denizleri bilimsel anlamda anlamak, izlemek ve veri toplamak gerekir. Araştırma yapılmadan, sağlam bilimsel veriler olmadan bir türün veya türlerin korunması konusunda yapılacak eylem planları her zaman eksik kalır. Akdeniz için simgesel bir yapı olan koralijen resiflerin korunması ve iyi yönetilmesi için, ülkemiz kıyılarının da dâhil olduğu Doğu ve güney Akdeniz kıyılarını da içeren, Akdeniz çapında etkili ortak eylemler yapılması gereklidir.

Vakfımız bu kapsamda, koralijen türlerin de bulunduğu Deniz Mağaraları konusunda 2019 yılında ilk kez bir kitap çıkararak bu konuya dikkat çekmiştir. Diğer yandan deniz dalları / gorgonların baskın olduğu topluluklarda demografik çalışmalar yürütülmüş ve izlenmeleri sürdürülmektedir.

Amacımız bu türlerin korunması için ilgili kurumlara veri temin ederek korunmasını sağlamak, genç nesillere ise denizel biyolojik çeşitlik hakkında bilgi vererek farkındalık yaratmaktır. Bu konularda gözlemlerinizi bizimle paylaşarak siz de katkı sağlayabilirsiniz; koralijen topluluklarda bir bozulma dikkatinizi çekti mi? Her zaman daldığınız rengârenk koralijen oluşumlarda bir renksizleşme, süngerlerde bozulma, mercan dallarında soyulma gibi gözlemler yapıyorsanız, bu bilgileri bizimle paylaşarak vatandaş bilimi yoluyla katkı sağlayabilirsiniz.

Kaynaklar

Garrabou, J., Coma, R., …, Cerrano, C., 2009, Mass mortality in Northwestern Mediterranean rocky benthic communities: effects of the 2003 heat wave, Global Change Biology 15, 1090-1103.

Güreşen S. O., Topçu E.N., Öztürk B., 2015. Distribution and mortality of the Mediterranean Stony Coral (Cladocora caespitosa Linnaeus, 1767) around Gökçeada Island (Northern Aegean Sea). Cahiers de Biologie Marine 56 : 283-288.

Öztürk B., Bourguet J.P., 1990, Données préliminaires sur le corail noir de la Mer de Marmara (Turquie) Gerardia savaglia (Bertolini, 1819), Istanbul University  Journal of Fisheries 4: 45-48.

Topçu N. E. 2015. Antohozoans of the Aegean Sea, in: Tuncer Katagan, Adnan Tokaç, Sükrü Besiktepe, Bayram Öztürk (eds.) The Aegean Sea; Marine Biodiversity, Fisheries, Conservation and Governance. Istanbul: TÜDAV publ. No 41; 713 pages; pp 200 – 205.

Topçu Nur Eda, Özalp Hasan Baris 2016. Anthozoans of The Sea Of Marmara in: Emin Özsoy; M. Namık Çagatay; Neslihan Balkıs; Nuray Balkıs; Bayram Öztürk (Eds.) The Sea of Marmara, Marine Biodiversity Fisheries Conservation and Governance. Türk Deniz Arastırmaları Vakfı yayınları No 42, 957 pages; pp 428 – 448.

Topçu NE, Turgay E, Yardımcı RE, Topaloğlu B, Yüksek A, Steinum TM, Karataş S, Öztürk B (2019). Impact of excessive sedimentation caused by anthropogenic activities on benthic suspension feeders in the Sea of Marmara. Journal of the Marine Biological Association of the United Kingdom 99(5): 1075-1087.

UNEP-MAP-RAC/SPA, 2008, Action plan for the conservation of the coralligenous and other calcareous bio-concretions in the Mediterranean Sea, RAC/SPA, Tunis.