Gökçeada Deniz Parkı

İÇİNDEKİLER

I. GİRİŞ

II. SUALTI PARKLARI ve YÖNETİMİ

II.1 Aktiviteler

II.2 Yapılanma

II.3 Bütçe ve Yönetim

II.4 Eğitim ve Çevre Bakanlığı

II.5 İzleme Çalışmaları

III. GÖKÇEADA SUALTI PARKI

III.1 Park Alanının Konumu ve Yasal Çerçeve

III.2 Ulaşım

III.3 Sosyal Özellikler

III.4 İklim Özellikleri

III.5 Hidrografik ve Oşinografik özellikler

III.6 Su Temini

III.7 Altyapı Kurumları

III.8 Benzersiz Jeolojik ve Jeomorfolojik Yapılar

III.9 Kıyı Yapısı

III.10 Fauna ve Flora

III.11 Tarihi ve Arkeolojik Değerler

III.12 Zon Planlaması

IV. PARK ALANINDA ORGANİZASYON ve BÜTÇE

IV.1 Yönetim Binası

IV.2 Denizde Kurulacak Yapılar

IV.3 Park Alanının Yönetimi

IV.4 Personel

V. SUALTI PARKI İLANINDAN SONRAKİ ÇALIŞMALAR

BASIN VE YAYINDA GÖKÇEADA DENİZ REZERVİ

DALICILAR İÇİN DENİZ PARKINDA UYULACAK KURALLAR

BROŞÜR

Sualtı parkları; denizin belli bir bölgesini korumak, özellikle nesli azalan türler ile endemik canlıların yaşam alanlarını garantiye almak, sualtı güzelliği ve ilginçliğini insanlara göstermek, kitleleri çevre koruma konusunda bilgilendirmek, denizel ortama ait bilimsel çalışmalar yapmak amacıyla kurulmaktadır. Sualtı parklarının seçiminde özellikle biyolojik çeşitliliğe sahip, bozulmamış deniz ortamları tercih edilmektedir.

Dünyada pek çok ülkede sayısız sualtı parkı bulunmakta, bu alanlarda özellikle nesli azalan veya tükenen deniz canlılarının korunması sağlanmaktadır. Park alanlardaki kıyı binalarında verilen servislerle, sualtı parkları ilköğretim ve lise kuşağı öğrencileri için eğitim programları ile desteklenmiş yaz kamplarına, tüpsüz dalışa ve çevre eğitimi gibi değişik aktivitelerine ev sahipliği yapmaktadır.

8353 km kıyı uzunluğuyla bir yarımada devleti olan Türkiye’de henüz bir sualtı parkı bulunmamaktadır. Sualtı parkları, denizlerin korunması nedeniyle ülkelere prestij sağlamakta, turizm gelirlerini artırmakta ve denizlerin kullanarak korunması yolunda toplumu bilinçlendirmektedir. Günümüzde %0.2 olan Akdeniz’deki koruma altındaki kıyı alanlarının, 2010 yılında %10’a çıkarılması hedeflenmekte ve koruma altına alınan alanlar her geçen gün arttırılmaktadır. Birçok uluslararası kuruluş ise dünya denizlerinin korunması için toplam deniz alanının %20’sinin sualtı parkı olmasını önermekte ve birçok ülke sualtı parkı için özel programlar uygulamaktadır.

Sualtı parkları çeşitli koruma kuşaklarından oluşmaktadır. Bunlar; aktivitelerin sınırlandığı çekirdek zonu ve bunu saran, giderek daha değişik aktivitelere, örneğin yüzmeye, kıyıdan oltayla balık tutmaya, motorla üzerinden geçmeye vs. müsade

veya edilmeyen tampon zonundan oluşmaktadır. Çekirdek zonu, ortam özelliklerine bağlı olarak birden fazla da olabilmektedir. Yine ortam özelliklerinin bir sonucu olarak çekirdek zonu zamanla göç yapmakta, kendine daha uygun yaşam alanına yönelebilmektedir (Şek.1).

Şek.1a: Sualtı parkları deniz ortamına göre zonsuz, zonal çekirdekli veya birden çok çekirdek zonlu olarak kurulabilmektedir. 1b: Sualtı parklarında, deniz hidrodinamiğine ve diğer etkenlere bağlı olarak çekirdek zonda göç olgusu.

Sualtı parklarında her bir zonun sınırları deniz üzerinde yüzen ve bazıları ışıklı olan şamandıralarla gösterilir (Foto1). Güneş enerjisiyle çalışan bu ışıklı şamandıralar park alanının köşe noktalarına konulmakta, gündüz ve gece deniz taşıtları ve insanlar için uyarıcı rol görmektedir.

Park alanında her bir zonda yapılacak etkinliklerin belirlenmesi, özellikle ziyaretçiler açısından önemlidir. Örneğin çekirdek zon biyolojik çeşitliliğin ve

cazibenin en fazla olduğu zon olmasına karşın, buraya sadece bilimsel amaçlı çalışmalar için girilebilmektedir. Her bir zonun aktiviteler açısından planlaması; biyolojik, meteorolojik, hidrografik, jeolojik çalışmalardan sonra mümkün olmaktadır.

İlke olarak çekirdek zona bilimsel izleme çalışmaları dışında giriş yasaktır. Çekirdek zonu saran tampon zonun bir yüzü rehber eşliğinde ziyaretçilere açıktır. Bu alanda tüplü veya tüpsüz dalışlar rehber eşliğinde ücretli olarak yapılabilmektedir. Bu alanlarda her tür balıkçılık yasaklanmıştır. Diğer aktivitelere de sınırlama getirilmiş, örneğin sörf, jet ski kullanımı, motorlu tekne veya daha büyük gemilerin geçişi yasaklanmıştır. Kıyı genel kullanıma tamamen kapatılmıştır. Yüzmek, plaj zonuna girmek yasaktır. Kıyı alanı park yönetiminin kontrolünde çevre eğitimine ve dalış gruplarına açıktır. Rehberli dalış gruplarının, denizde kalma süreleri en fazla 2 saattir. Kıyıya asılan uyarı levhalarıyla parkı alanı hakkında bilgiler verilmekte, zonlara ait yasaklar ziyaretçilere duyurulmaktadır (Foto 2).

Sualtı parkı alanının kıyı kesminde; çevre eğitimi (yaz kampı şeklinde), ziyaretçileri bilgilendirme, sualtı parkının korunması ve kontrolü ve bilimsel amaçlı çalışmalar için kullanılacak bir yapıya ihtiyaç vardır. Bu yapı, bir bakıma sualtı parkının sahipliğini üstlenmektedir. Sualtı parkının tanıtılması, dalış gruplarına servis verilmesi, çevre eğitimi ve bilimsel izleme çalışmaları buradan yürütülecektir. Deniz parklarının yönetimi ve aktivitelerin devamlılığı kolay değildir. Bunun için yürütülecek aktiviteye göre 3 – 5 kişilik daimi bir kadroya ve 2 katlı bir hizmet binasına gerek duyulmaktadır.

Ulusal ve uluslararası organizasyonlar şeklinde, yaz aylarında yapılacak çevre eğitimi çalışmaları sualtı parklarının en önemli etkinlikleri arasındadır. Burada teorik ve pratik dersler birlikte yürütülmektedir (Foto 3).

Sualtı parkı çerçevesinde en önemli harcamayı personel giderleri oluşturmaktadır. Sualtı parkları için dünyadaki diğer örneklere baktığımızda, bu işin Çevre Bakanlığı tarafından desteklenerek yürütüldüğü görülür. Bakanlık, İtalya Miramare örneğinde olduğu gibi, kıyı destek binalarını ilgili kuruma (ülkedeki NGO’lardan birine) vermekte ve bu kurum kısmen kendi kazancı, (dalış turizmi, yaz kampları, eğitim faaliyetleri, bağış ve afiş, tişört türünden malzeme satışları) kısmen bakanlık katkısı (en az %70) ve kısmen de uluslararası kurumların desteğiyle çalışmalarını yürütmektedir.

Son yıllarda sualtı parkı alanlarında scuba dalışları için yoğun bir talep vardır. İspanya’daki Medes sualtı parkında yılda 53 000 kişi scuba dalışı yapmıştır. Yine aynı yıl Fransa’nın Port Cross sualtı parkında 80 000 kişi, İtalya’nın Ustica sualtı parkında ise 2 000 kişi snorkelle dalış yapmıştır. Bu dalışlardan elde edilen gelirler azımsanmayacak miktarlardadır. Foto 4’te İtalya‘daki Miramare sualtı parkında deniz ekolojisi çalışmaları yapan grup görülmektedir.

Sualtı parkında şnorkel ile deniz gözlemciliği şeklinde veya tüplü dalışla deniz yaşamına ilişkin eğitim verilmekte, kıyıdaki binada bulunan akvaryumlardan canlı türleri tanıtılmaktadır. Eğitim kapsamında denizlerdeki besin zinciri, kirlenme parametreleri, deniz florası ve faunasına ilişkin teorik bilgiler verilmekte, dalışlarla yerinde incelenmektedir. Burada özellikle kolej seviyesindeki öğrencilere verilen çevre eğitimi, Çevre Bakanlığı eşgüdümünde olmaktadır (Foto 5).

Sualtı parkındaki canlı türleri tam olarak saptanmakta, bunların ay – ay, yıl – yıl değişimi izlenmektedir. Bu incelemeler özellikle park alanı ile dışındaki bir alanın karşılaştırılması şeklinde yapılmaktadır (Foto 6). İzleme çalışmalarına göre zon aktiviteleri tekrar gözden geçirilmekte, gerekirse zon planlamasında revizyon yapılmaktadır. Ziyaretçilerin park alanının ekolojik kaldırma kapasitesini aşmamasına dikkat edilmektedir.

Gökçeada en büyük adamız olup, Türkiye’nin en batısında, Ege Denizi’nde bulunmaktadır ( Şek.2 ). Ada aşırı yapılaşma ve düzensiz yerleşime bağlı olarak gerek kara, gerekse kıyı ve deniz bozulmalarına uğramamıştır. Kıyılarının henüz yerleşime açılmadığı Adada, balıkçılık önemli uğraşların başında gelmektedir. Gökçeada ile Saroz Körfezi arasında zengin balık yatakları bulunmakta ve Ada civarında Akdeniz Foku gibi nesli tükenen deniz memelileri yanında zengin bir fauna ve flora göze çarpmaktadır. Saros Körfezi ve Gökçeada aynı zamanda Karadeniz ve Akdeniz arasındaki canlıların geçiş yolu üzerinde olup, birçok deniz canlısı bu bölgede üreme ve yumurtlama dönemlerini geçirmektedir. Bir deniz müzesi gibi biyolojik zenginliğe sahip bu alanımız henüz bozulmayan, kirlenmeyen yerlerin başında gelmektedir. Gökçeada İstanbul’a yakınlığı nedeniyle insanların kolayca erişebileceği bir yerdedir ve bu durum özellikle çevre eğitimi açısından önem taşımaktadır.

Şek.2 Gökçeada sualtı parkının bölgesel coğrafyadaki konumu

ve Yasal Çerçeve

Gökçeada sualtı parkı, Gökçeada’nın kuzeydoğu kıyısında , Kaleköy ile Kuzulimanı arasındaki kıyı kuşağında yer almaktadır. Park alanı, Yıldız Koyu’ndan Yelkenkaya’ya kadar kuş uçuşu 1 millik kıyı zonuna sahiptir. Şekil 3 de gösterildiği gibi, kıyıdan 200 metre açığa kadar bir kuşak şekildeki deniz alanı koruma altına alınmıştır.

Park alanının kırık noktalarına ait koordinat değerleri şekil 4 de gösterilmiş olup bölge 1:25 000 ölçekli topografik haritalardan Çanakkale H 13 – c2 paftasında yer almaktadır. Park alanının sınırları 1: 25 ölçekli haritada, Şek.4 te gösterilmiştir. Park alanının kırık noktalarına göre sınırları X ve Y olarak aşağıdaki gibidir:

1.Nokta : 06 800 -54 800, 2. Nokta : 06 950-55 050, 3. Nokta: 07 300-55 000, 4. Nokta: 07 300 – 55 025, 5.Nokta: 07 575 -54 925, 6. Nokta 07 725 – 55 100, 7.Nokta :07 750 – 55 075 , 8. Nokta: 08 075-55 200, 9.Nokta: 08 075- 55 300, 10.Nokta: 08 500-55 350

Şek.3 Gökçeada Sualtı parkında çekirdek ve tampon zon sınırları.

Gökçeada‘da sualtı parkı kurmak için TÜDAV tarafından başta Tarım ve Köyişleri Bakanlığı ve Çevre Bakanlığı olmak üzere, bir çok kurum ile 1997-1999 yılı içinde yazışmalar ve görüşmeler yapılmış olup, gerekli izinler alınmıştır. 21 Şubat 1999 tarih ve 23618 sayılı Resmi Gazetede Gökçeada’da Yıldız Koyu ile Yelkenkaya arasında sualtı parkı kurulduğu ilan edilmiş, koordinat değerleri verilen alan içinde av yasakları açıklanmıştır.

Şekil 4: Gökçeada Sualtı parkında koordinatları verilen koruma alanını sınırları

Gökçeada’ya Çanakkale ve Kabatepe’den feribotlarla gidilmektedir. Kuzulimanı’na yanaşan feribottan sonra, 8 km.lik asfalt yol ile Gökçeada şehir merkezine ulaşılmaktadır. Deniz parkına ulaşmak için Gökçeada merkezinden 5km asfalt yol ile önce Kaleköy’e ve buradan 700 metrelik patika yolla Yıldız Koyu’na inilmektedir. Adaya çeşitli turizm şirketleri tarafından İstanbul veya Çanakkale bağlantılı otobüs seferleri yapılmaktadır.

Adada uçak pisti de bulunmakta olup, pist özel uçak inişlerine açıktır.

Çanakkale iline bağlı Gökçeada ilçesinin nüfusu yaklaşık 20 000 dir. Nüfus adada köylere yayılmış olarak bulunmaktadır. Ada nüfusunun bir kısmını Rumlar oluşturmaktadır. Adanın köyleri Kaleköy , Bademli, Zeytinli, Şahinkaya, Dereköy ve Uğurlu’dur. Adanın en eski yerleşim alanı olan Kaleköy Foto 7 de görülmekte olup tarihi dokusunu henüz kaybetmemiştir. Adadaki diğer Rum köyleri de eski köy mimarisinin tipik özelliklerini taşımaktadır. Ada halkının başlıca gelir kaynağı balıkçılık ve turizmdir. Bunun yanında zeytincilik ve bağcılık köylülerin geçim kaynakları arasındadır.

Gökçeada’da ılıman bir iklim görülür. Yazları sıcak ve ılık , kışları yağışlı ve soğuktur. Kuru bir havası olan Adaya yıllık 700 – 800 mm arasında yağış düşmektedir. Adanın hakim rüzgar yönleri kuzey olup bu rüzgar kış mevsimlerindeki feribot seferlerini zaman zaman aksatmaktadır.

Gökçeada’nın yüzeysuyu sıcaklıkları yazın 24 0C civarındadır. Tuzluluk ise yüzey suyunda %0 33-34 , derin sularda %0 37-38 dir. Bölgede yaz aylarında kuvvetli akıntılar görülmez. Adanın kuzeyinde, Saros Körfezi boyunca izlenen kırıkla ilişkili derin bir çöküntü alanı bulunmaktadır.

Gökçeada sualtı parkının çekirdek zonu görece sığdır ve ortalama derinlik 10 metre civarındadır. Tampon zonlar ise daha derin dip yapısına sahip olup, buradaki derinlikler 30 metreye ulaşmaktadır.

Adada su problemi bulunmamakta, ihtiyacını kendi barajlarından sağlamaktadır. 3 adet baraj, sayısız pınar ve su kuyularından yeraltı suyu alınmaktadır. Adanın tatlı su kaynakları zengindir ve henüz kirlenmemiştir. Ada mevcut tatlı su potansiyeli açısından artan nüfusun ihtiyacını karşılayabilecek düzeydedir. Foto 8’de Kefalos yolu üzerinde sulama ve içme suyu amaçlı yapılan gölet görülmektedir.

Adada bir adet tam teşekküllü devlet hastanesi, öğretmen okulu, lise ve ilköğretim okulları, İstanbul Üniversitesi’ne ait Su Ürünleri Araştırma Birimi bulunmaktadır. Adanın en batısında, Uğurlu’da, Milli Eğitim Bakanlığı ve Adalet Bakanlığı’na ait dinlenme tesisleri vardır.

Adada askeri yapıları her yerde görmek mümkündür. Bununla birlikte, bu organizasyonlar, ada ziyaretçilerinin uğrak yerleri dışındadır. Adada pansiyonculuk gelişmiştir. Bademli Köyü’nde ev veya oda şeklinde pansiyon hizmetleri bulunmaktadır. Adada yeni yapılan Belediye Oteli’nden başka büyük bir otel yoktur.

Ada, genç jeolojik döneme ait kayaçlardan oluşmaktadır. Püskürmeli denizaltı volkanizmasına ait kayaçlar ve bunların suskunluk dönemlerinde çökelmiş sığ denizel tortullar adada yaygınca izlenilen kayaçları oluşturur. Eosen ve Oligosen yaşlı bu formasyonlar üzerine, Kefalos’ta izlenilen yatay tabakalı Miyosen yaşlı karasal çökeller gelmektedir.

Adadaki volkanik kayaçlardaki sütunsu soğuma yapıları benzersiz jeolojik oluşumların başında gelmektedir. Bu soğuma yapıları özellikle sualtı parkının kurulacağı alanlarda izlenilmektedir (Foto 9). Öte yandan Şahinkaya sırtlarındaki dereler üzerinde gelişen dev kazanları da benzersiz jeomorfolojik yapılardandır. Bunun yanında Kefalos’ta Tuz Gölü kıyısında siyah çamur oluşumları bulunmakta ve insanlar ağrılarına iyi geldiği için bu çamurları vücutlarına sürmektedir. Bu gölün nesli tehlikedeki pek çok kuş türüne ev sahipliği yaptığını da belirtmek gerekir.

Adanın kıyıları bloklu çakıllı olup, Kefalos, Kuzulimanı, Yıldız Koyu ve Uğurlu dışında kumlu plaj gözlenmez. Kefalos kıyısındaki kumlu plaj adanın en güzel plajı olup, yaklaşık 700 metre uzunluğunda son derece estetik bir kıyı şeridi oluşturur (Foto10). Bu kıyı şeridinde henüz bir otel bulunmamakta, günübirlik turizm yapılmaktadır. Kefalos kıyılarındaki plaj kumları, sahil gerisinde izlenilen kumtaşlarının dalga erozyonundan türemişlerdir. Kumtaşlarının bulunmadığı kıyılar özellikle andezitik volkanitlerden oluşmakta, bu kıyılarda ve deniz içine doğru 15 – 20 cm. çapındaki yuvarlaklaşmış bloklar izlenmektedir. Deniz içinde kayalık çıkıntılar zengin fauna ve flora içermektedir.

Gökçeada sualtı parkına ait kıyı alanında alglerden ve deniz çayırlarından oluşma bir zon bulunmaktadır. Bu zonda yeşil, kahverengi ve kırmızı alg türleri ve posidonya çayırları gözlenir. Daha iç kesimlerde ise kabuklularca zengin bir kuşak yer almaktadır. Fotofil ve kabukluların egemen olduğu zonda, zengin bir pelajik ve bentik balık da topluluğu vardır. Bölgede deniz memelilerinden yunuslar ve foklar sıkça gözlenmektedir. Özellikle yunuslar Çanakkale – Gökçeada arasında sefer yapan feribotlara eşlik etmektedir. Foto 11’de Tuz Gölü kıyılarındaki koruma altında bulunan kuşlar görülmektedir. Bu göl pek çok canlı türüne ev sahipliği yapmakta, köylülerin tuz ihtiyaçlarını karşılamaktadır. Adanın deniz ve kara alanı için ön fauna-flora envanteri çıkartılmış olup 180 tür deniz canlısı tespit edilmiştir. Park alanı dış zonlarla karşılaştırılmalı şekilde izlenecektir. Bölgede Mayıs – Haziran aylarında Kaşalot türü balinalara rastlanmaktadır.

Ada sayısız sualtı ve su üstü kültür varlıklarını içermektedir. Park alanının kıyı kesiminde de eski bir manastır bulunmaktadır. Bu manastırın kullanılarak korunması hedeflenmektedir. Foto 12’de rezerv alanı kıyısındaki manastır ve burada kıyı araştırmaları yapan çevre gönüllüleri görülmektedir.

Gökçeada sualtı parkında çekirdek zon ve bunu saran tampon zon olmak üzere iki zon bulunmaktadır. Bu zonlardaki aktiviteler ve bunlara getirilen sınırlamalar tabloda görülmektedir. Tampon zon, çekirdek zonunu koruyacak bir yapı olarak düşünülmektedir.

Aktiviteler Çekirdek Zonu Tampon Zonu

Yüzme H ( Hayır ) H

Olta Balıkçılığı H H

Rüzgar Sörfü H E ( Evet )

Jet Ski H H

Demirleme H H

Tekneyle Geçiş H E

Güneşlenme H H

Scuba Dalış H E ( Rehber eşliğinde )

Şnorkelle Gözlem H E ( Rehber eşliğinde )

Kıyı Gezisi H ( Rehber eşliğinde ) E

Bilimsel Araştırma E E

Yönetim binası, koruma alanın kıyısında uygun bir yere iki katlı bir bina olarak yapılacaktır. Park alanının korunma – gözlenme işlemlerinin yürütüleceği bu binada ziyaretçilere bilgi verilecek, tüplü veya şnorkelle dalış veya kıyı gezisi yapacak gruplar ağırlanacak, yaz kampı şeklinde çevre eğitimi verilecek ve bütün bunlar için gerekli fiziksel donanımlar bulunacaktır.

Sualtı parkının sınırlarını gösteren ve güneş enerjisiyle şarj olan ışıklı şamandıralardan 5 adet yerleştirilecektir. Gökçeada sualtı parkının yönetim binası girişine, kuruluş sürecine, maddi katkıda bulunan kişi ve kurumların adlarının yazılı olduğu bir tabela konulacaktır.

Park alanın yönetimi TÜDAV tarafından yapılacaktır.

İdari personel; 1 yönetici (deniz biyologu), dalış gruplarına bakacak biri rehber 2 kişi, 1 hizmetli, 1 bekçi olmak üzere toplam 5 kişiden oluşacaktır. Özellikle yaz aylarında yarı zamanlı elemanlar ve gönüllüler çalışacaktır. 5 personelin masraflarını TÜDAV üstlenecektir. Park alanındaki yıllık gider, buradaki aktivitelerden sağlanacak gelirlerle karşılanacaktır. TÜDAV Gökçeada Sualtı Parkı çalışmalarını 2000 yılında bitirmeyi hedeflemektedir. Fotoğrafta Gökçeada girişine sualtı parkı çalışmalarına ilişkin TÜDAV’ın tabelası görülmektedir.

1. Park alanın tanıtımı çerçevesinde 26-29 Mayıs İstanbul’dan 30 kişilik bir öğrenci grubu ile Park alanında çeşitli etkinlikler yapılmıştır (Foto 13).

2. Kıyı envanteri çalışması genişletilmiştir.

3. Park alanında 1999 yılı yaz ayında da dalış organizasyonu, araştırma çalışmaları gibi TÜDAV etkinlikleri devam edecektir.

4.19-20 Haziran 1999 tarihinde İ.Ü. teknik Bilimler Meslek Yüksek okulu Sualtı Teknolojisi Programı ve Türk Deniz Araştırmaları Vakfı (TÜDAV) işbirliği ile Gökçeada Yıldızkoy’da sualtı fotoğraf yarışması düzenlendi.

Yarışmacılar en fazla beş adet dia seçerek organizasyon komitesine teslim ettiler. Diaları seçen seçici kurul; Ateş Evirgen, Engin Aygün, Ferda Büyükbaykal ve Bayram Öztürk olmak üzere dört kişiden oluştu. Değerlendirme sonunda aşağıdaki yarışmacılar dereceye girdi.

Nazmi Kural
Melih Şimşek
Nazmi Kural
Foto 1: Park alınının sınırlarına konulan ve güneş enerjisiyle şarj olan uyarı şamandıraları. Gökçeada Sualtı Parkı sınırlarına 5 adet ışıklı şamandıra konulacaktır.

Foto2: Park alanının kıyılarına ziyaretcileri zon yasakları hakkında bilgilendiren tabelalar konulmaktadır.

Foto 3: Sualtı parklarında uygulamalı deniz ekolojisi dersleri, eğitim faaliyetlerin başında gelmektedir. Fotoğraftaki grup çalışmasında deniz tabanından tüpsüz dalışlarla toplanan alg türlerini incelenmekte.

Foto 4: Sualtı parklarında dalgıçlara ücretli dalış izni verilmektedir. Dalış için elbiseler ve rehber dahil her şey buradaki organizasyondan sağlanmakta ve dalışlardan sağlanan gelir deniz parkı bütçesinde kullanılmaktadır.

Foto 5: Sualtı parklarında çevreci sivil toplum kuruluşları başta olmak üzere her kesimden insanlara deniz ekolojisi ve kıyı yönetimi üzerine yaz okulları şeklinde kurslar verilmektedir. Biyolojik çeşitlilik çalışmaları, bu kursarda irdelenen konuların başında gelmektedir.

Foto6: Deniz parklarında koruma sonucu oluşan değişimler, aylık ve yıllık peryotlarda sürekli izlenmektedir. Fotoğrafta ön planda Miramare sualtı parkının çekirdek zonunda yapılan sediment örnekleme çalışmaları, arka planda ise sahil güvenlikten park alanına gelen polise durumun izah eden görevliler görülmekte.

Foto7: Bozulmamış kıyı dokusuyla Gökçeada’nın en eski kıyı yerleşimlerinden biri olan Kaleköy .

Foto 8: Gökçeada’da Kefalos yolu üzerindeki sulama ve içmesuyu göleti. Ada, mevcut nüfüsu kadar bir nufusa yetecek tatlı su kaynağına sahiptir ve bu durum, Adanın turizm kaldırma kapasitesinin yüksekliğine işaret etmektedir.

Foto 9: Park alanının doğu kıyısında abiotik güzelliklerin başında gelen volkanik kayaçlardaki düzenli soğuma yapıları.

Foto10: Gökçeada’da günübirlik gidilen Kefalos Plajı ve sabahın erken saatlerinde vücuduna siyah çamur sürmüş bir turist .

Foto11: Gökçeada’da zengin bir fauna topluluğu heryerde görnek mümkün. Fotografta Kefalos kıyısında Tuz Gölü’nde koruma atında bulunan kuşlar görülmekete.

Foto 12: Park alanı kıyıları tarihi yapılar da içermektedir. Kıyıda yer alan manastır onarılacak ve kullanılarak korunacaktır.

Foto 13 : Mayıs 1999 Park alanına da deniz ekolojisi eğitimi çerçevesinde kıyı yapısı ve biyolojik çeşitlilik incelemeleri yapılmıştır.

TANITIM ÇALIŞMALARI

A) BASIN ve YAYINDA GÖKÇEADA SUALTI PARKI

Gazeteler

14 Eylül 1998 Yeni Yüzyıl

21 Eylül 1998 Radikal

21 Şubat 1999 Resmi Gazete

31 Mart 1999 Star

7 Nisan 1999 Cumhuriyet

4 Mayıs 1999 Milliyet

15 Mayıs 1999 Türkiye

13 Ağustos 1999 Radikal

9 Ekim 1999 Hürriyet

Dergiler

Aralık 1998 Sualtı Dünyası

Kasım 1998 Deniz Magazin

Nisan 1999 Deniz Ticareti

Eylül-Ekim 1999 Deniz Magazin

Radyo – TV Haberleri

TRT FM , TRT İstanbul Radyosu, Karadeniz TV, Açık Radyo , TRT İstanbul Radyosu (24 Haziran 1999), TRT İstanbul Radyosu (1 Temmuz )

B) SEMİNERLER ve TOPLANTILAR

İtalya Miramare Örneğiyle Sualtı Parkları ve TÜDAV’ın Gökçeada Sualtı Parkı Çalışmaları

Deniz Ticaret Odası , 26 Şubat, 1999

Sualtı Parkları Kurulması ve Yönetimi ve TÜDAV’ın Gökçeada Sualtı Parkı Projesi

İst. Üniv. Müh. Fak. A1 Anfisi, Çevre Kulübü, 26 Mart, 1999

Türkiye’nin İlk Sualtı Parkı, Gökçeada Sualtı Parkı

Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği, Pendik Şubesi, 5 Haziran, 1999

TÜDAV Gökçeada Sualtı Parkı Proje Grubu Toplantısı

Gökçeada Kaleköy Suürünleri Birimleri, 5 Ağustos, 1999

C) ETKİNLİKLER

Sualtı Parkında Gökçeada Sualtı Fotoğraf yarışması 19-20 Haziran

Ödül Töreni 29 Haziran 1999