Boğazlar ile ilgili yalan haber!

ODTÜ DENİZ BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

BASIN AÇIKLAMASI

Referanslar:

(1) Yayın tarihi: 8:00AM BST 01 Aug 2010

‘Undersea river discovered flowing on sea bed’, by Richard Gray, Science

Correspondent

http://www.telegraph.co.uk/earth/envıronment/7920006/Undersea-rıver-dıscovered-flowıng-on-sea-bed.html

(2) Yayın tarihi: 09:59 TSİ 02 Ağustos 2010

‘En büyük 6. nehir Boğaz’ın altından akıyor’

http://www.ntvmsnbc.com/ıd/25119559/

(3) Yayın tarihi: 16:02 TSİ 03 Ağustos. 2010

‘Boğaz’ın altındaki akıntıyı biliyorduk’

http://www.ntvmsnbc.com/ıd/25120056/

Yukarıdakı (1) no:lu yayında ve bu yayını kaynak alan ajanslar ve internet kanalları aracılığıyla pek çok ulusal ve uluslararası yayında İngiliz bilimcilerin İstanbul Boğazı altında ve Karadeniz uzantısında dünyanın en büyük nehirlerinden birinin aktığını buldukları yazılmakta ve etkilerinden abartılı bir şekilde bahsedilmektedir.

Saptayabildiğimiz kadarıyla bu asparagas haber, tüm dünyaya medya tekelleri ile etkili bir şekilde yayılmış, ABD’den Pasifik adalarına kadar her yerde yankılanmayı başarmıştır. Özellikle Telegraph yayınını kopyalayan ntvmsnbc’nın (2) no:lu haberi ile, bu haberi kopyalayarak ileten ulusal pek çok kaynak, haberi yayan pek çok uluslarası basın ajanslarının da yaptığı gibi, haberin gerçekliğini hiç sorgulamadan ‘müthiş keşif’ vs. gibi başlıklarla duyurmuşlardır.

Oysa bahsedilen konu hiçte yeni değildir ve ulusal kurumlarca ve Öncelikle ODTÜ-DBE tarafından on yıllardır yapılan çalışmalar Sonucunda bütün ayrıntısı ile ortaya konmuştur. İsteyen herkes bu bilgilere ulusal kurumlarımız aracılığıyla ve uluslararası literatürde ulaşabilir. İngiliz bilimcilerin yayınlanmadan önce medyaya iletmeyi tercih ettikleri çalışmalarının bilinenlere her hangi bir yeni katkısının olup olmadığı ise bu koşullarda bilinmemektedir ve elde bilimsel veri olmadan bunun değerlendirilmesi olanaklı değildir. Bu nedenle tüm dünyaya hızla yayılmasI amaçlanan ve İngiliz oyunu olan bu haber asparagas’tan ibarettır.

Elbette ki İstanbul Boğazı, Türk Boğazlar Sistemi ve Karadeniz’de araştırma faaliyetleri sürdüren veya konu ile ilgilenen pek çok ulusal kurum ve kuruluş bu asparagas haberi dÜzeltmeye veya gerçeğı yansıtmaya çalışmaktadırlar. (3) no:lu haberde görüldüğü gibi Çevre Orman Bakanlığı açıklamasında İSKİ kapsamında yapılan çalışmalara değinilerek İTÜ ve İÜ tarafından 1990’lI yıllarda yapılan çalışmaları kaynak göstermekte, oysa 1980’lerde baŞlayarak yıllardır süren ve ilk döneminde yine İSKİ kapsamında sürdürülen, kapsamlı projelerle ODTÜ Deniz Bilimleri Enstitüsü’nce yapılan çalışmalara değinilmemiştir. Oysa bu çalışmalar İSKİ’nın atık su tasarımının bu dönemde en duyarlı ölçümlere dayanılarak değerlendirilmesini, İstanbul Boğazı’nda modern bilim kapsamında yapılan ilk araştırmalar olarak temel kuramsal / deneysel bilgilerin elde edilmesini, çok özel bir rejime sahip olan Boğazlar dinamiğinin yeterince anlaşılmasını sağlamışlardır.

Yukarıdaki nedenlerle Ünıversitemizce bu açıklamaya gerek duyulmuştur.ODTÜ Deniz Bilimleri Enstitüsü, Akdeniz, Karadeniz ve Türk Boğazlar Sistemi’nin oşinografisi ile ilgili bilimsel araştırmalarını yaklaşık 35 yıldır sürdürmektedir ve bugüne kadar pek çok bilimsel soruya ve çevresel risklere yanıt aramış, ülkemizin doğal çevresinde önemli yeri olan denizlerimizde ulaştığı sonuçlarla topluma ve bilime önemli katkılarda bulunmuştur.

Yukarıdaki habere konu olan ve Karadeniz’e doğru yoğun suları taşıyan İstanbul Boğazı dip akıntıları, ilk çağlardan beri burada avlanan balıkçıların gözlemlerinden yararlanan Procopius tarafından MS 6. yüzyılda kayda geçirilmiş, 1681’de Marsili tarafından yeni gelişen ve temeli Galile’ye dayanan bilimsel yöntemler ve ölçümlerle ortaya çıkarılmıştır. Günümüze kadar gelen ve hem ulusal hem de uluslararası araştırmacıların gerçekleştirdiği, ODTÜ-DBE’nin en üst düzeyde yürüttüğü ve halen yürütmekte olduğu bir dizi çalışma ile bütün ayrıntıları ve değişkenliği saptanmıştır. ODTÜ-DBE dışında ülkemizde deniz bilimlerinin gelişimi içerisinde çeşitli dönemlerde ulusal pek çok kurum (İTÜ, İÜ, DEÜ, SHOD Başkanlığı) tarafından elde edılen veriler ve yapılan çalışmaların önemli katkıları bulunmaktadır.

Karadenız kıta sahanlığı üzerindeki nehir kanyon ve delta yapılarına benzeyen taban yapısı üzerinde yayılımının ayrıntıları ise, 1980’leren kadar yetersiz kalmış, ancak sonrasında ODTÜ-DBE araŞtırma personeli ve R/V BİLİM araŞtırma gemisinin seferleri sonucunda yerinde yapılan ayrıntılı ölçümler ve modelleme çalışmaları ile ince ayrıntıları ile ortaya konmuştur. Yine tüm ayrıntılara eski ve sürmekte olan yayınlarımızdan ulaşılabilir.

Kamuoyunun bilgisine sunulur.

Dr. Emin Özsoy’dan Telegraph editörüne mektup

Dear editor: I have to write to you about this largely misleading and damaging news item that appeared on 1 August 2010 in the Telegraph. You will find a press release that was issued to the Anatolian News Agency, which then appeared in the local press in Turkey, but had no possibility to reach the thousands of international news spots that your news item unfortunately but successfully 🙂 had reached. To me as a scientist, and also to numerous other researchers in the Black Sea and Mediterranean region who sent me supporting messages, this event showed the misuse of the power of the international media spreading uncontrolled news throughout the world like wildfire in a bush. This realization of course is no relief or remedy, as the issue is really the consequences of irresponsible reporting, spreading false news and misleading the general public. This kind of behaviour is especially unacceptable and should not be tolerated in science reporting. Scientists of the region have been supporting our objecting to your news. However, should we take it seriously? – one of the messages from a
colleague said about your news item: “I do not know whether to cry or to laugh?”. Another colleague promised to publish the press release on the web site of the Turkish Marine Research Foundation and has been sent the text for display. Another one said: “I found this piece of ‘news’, which I think Emin and others at the Institue would laugh at and say ‘we knew this ages ago’! I remember when we were on the Bilim trying to survey seafloor at the northern end of the Bosphorous these channels were all over the place … that it was often impossible to lower the CTD into the undercurrent because of the stong flow. Maybe they should get copies of those reports that were produced during those years on the Turkish Straits. Note that some of these ‘grand ayotallahs’ of geoscience still seem to believe in ‘Noah’s flood, and perhaps the Noah’s arch on top of Mt Ararat !”A colleague from the Black Sea countries said: “Congratulations for your response to this “breaking news”, it was widely spread by Bulgarian media too including the national TV. If you think relevant you can send me your newspaper article to be translated, or if you prefer you can write it in English and send it to at least all Black Sea countries National TVs.”All these efforts can not sufficiently counter the falsification and hype that you have created in the conscience of the ‘general public who
are unaware of the existence of these undersea rivers’, as your science correspondent Richard puts it. In fact I am quite annoyed by his
behaviour, because after all these mails to him, he still falsely recognizes our attempts to correct his way of understanding and
interprets it as ‘scientific rivalry’. Surely scientific work involves the search of the many facets of truth, but it is never a rivalry, as
interpreted by Gray. I absolutely condemn such petty thinking, especially if given by an outsider to science to justify this behaviour.

Richard also has no right to suggest ‘to write your views in less aggressive manner to ensure it is considered for publication’. What he
does not seem to understand is that I have no intention to enter the ‘letters to the editor’ column as an unidentified commentator, but
rather object totally to this way of reporting. Only you, as the editor can undo this falsification attempt, and perhaps even will not be able
to do so. Perhaps we might laugh at it and pass, if you are not going to accept this note of caution. We can then just read a reader comment that followed the Daily Mail web article copying the Telegraph:

“Yay for British scientists.
So good of you to “discover” these rivers. Who cares if American and
Russian submarines have been negotiating them for decades, you British
scientists just discovered them. Just now. Really.
You Europeans also discovered the Americas. Never mind the 20+ million
people who were already living there.
– John, Dallas, Texas, 2/8/2010 1:14″

or:

“Perfect! We have found somewhere to dump the labour manifesto.
– me here, bournemouth, 02/8/2010 17:13″But the better way is to take it with a grim smile, and we do, with this
note to you to make you aware of the consequences, and to take action so
that reporting would never happen in this irresponsible way.

Best regards,

Emin Özsoy
Orta Doğu Teknik Üniversitesi, Deniz Bilimleri Enstitüsü