Denizlerin Ormanları: Mercanlar

Türkiye denizlerinde yaşayan, pek çok canlı türüne ev sahipliği yapan siyah ve taş mercanlar deniz yaşamının devamlılığı açısından kritik bir rol üstleniyor. Ancak bu değerli canlılar, iklim değişikliği ve kirliliğin yanı sıra hedef dışı avcılık, süs eşyası olarak kullanım, akvaryumlarda sergilenme gibi insan kaynaklı tehditlerle de karşı karşıya. Korallijen habitatlarda yaşayan bu denizel türler Akdeniz’de deniz çayırlarından sonra ikinci önemli ekosistemlerdir.

On binlerce yıldır denizlerin derinliklerinde yaşayan mercanlar, bu yönüyle denizlerin iklim hafızası olarak biliniyor. Taş mercanlar, mercan resiflerini oluşturan canlılar ve bu resifler denizlerin ormanları gibi… Deniz yaşamının %25’ine ev sahipliği yaparak binlerce balık ve deniz canlısı için barınak, üreme ve beslenme alanı olan deniz mercanları, tıpkı deniz çayırları gibi çok sayıda omurgasız türleri içerisinde barındırıyor. Derin deniz ekosistemlerinin iskeletini oluşturan,  küçük canlılar için tutunma ve saklanma alanı sağlayan mercanlar, bazı türlerin biyolojik çeşitliliğinin korunmasında önemli bir destek sağlıyor.

Türk Deniz Araştırmaları Vakfı’nın (TÜDAV) araştırmalarına göre, mercanlar denizlerin karbon döngüsüne katkı sunarken, aynı zamanda binlerce yıllık doğal birikimin de taşıyıcısı görevini görüyor.

“Denizlerin Ormanları: Mercanlar” projesinin amaçları

Türkiye İş Bankası işbirliği ile “Dünya bizim, gelecek bizim” yaklaşımıyla yürütülen proje, Marmara Denizi ve Kuzey Ege’de, Marmara Adası, Gökçeada ve Bozcaada çevresinde bulunan endemik siyah mercan (Savalia savaglia) ve taş mercan (Cladocora caespitosa) türlerinin korunmasını hedefliyor. Ayrıca diğer mercan türleriyle de ilgili veri toplanacak.

Üç yıl sürecek projeyle;  

  • Siyah mercan ve taş mercan popülasyonlarının bulunduğu alanlar uzaktan kumandalı (ROV) ve taramalı sonar desteğiyle haritalandırılmasıyla bu türlerin yayılım alanları belirlenerek bilimsel bir altyapı oluşturulacak.
  • İklim değişikliğinin bu türler üzerindeki etkileri yıllar içinde karşılaştırmalı olarak izlenecek.
  • Ölü mercan örnekleri üzerinden yapılacak analizlerle iklimsel değişimlerin mercanlar üzerindeki etkileri bilimsel olarak kayıt altına alınacak.
  • Mercanların doğal yaşam alanlarının korunmasına yönelik çalışmalar yürütülecek.
  • Taş mercanlar gibi hayalet ağlar nedeniyle tehdit altında olan siyah mercanların yoğunlukla bulunduğu bölgelerde de temizlik çalışmaları yapılacak.
  • Trol avcılığının korallijen (mercan ekosistemleri) tür topluluklara verdiği zararların tespiti için bir envanter çalışması yürütülecek.
  • Proje ile ayrıca yasa dışı yollarla avlanan mercanların akvaryumlara satışının önüne geçilmesi için balıkçılarla görüşülecek, balıkçılarla iş birliği yapılarak farkındalık oluşturulacak.

Proje ile ayrıca İstanbul, Tekirdağ, Çanakkale, Bursa ve Balıkesir’deki okullarda öğrencilere yönelik seminerler düzenlenmesi planlanıyor. Tüm bu adımlarla mercanların doğal ortamlarında korunması ve gelecek nesillere aktarılması hedefleniyor. Taş mercanlar 400’ün üzerinde canlı türüne ev sahipliği yapan taş mercanların ve ayrıca siyah mercanların balıkçılıkta kullanılan ağlar nedeniyle yerinden oynatıldığını ve bunun ölümlerine yol açmaktadır. Ayrıca;

Taş mercanlarda yaşanan beyazlaşma, beraberinde barındırdığı türlerin kaybına neden olacak önemli bir biyolojik çeşitlilik tehdittir.

Son 50 yılda Akdeniz’de deniz suyu sıcaklıkları ortalama 1,5°C artarken, Kuzey Ege’de bu artış 1,6°C’ye ulaştı. Bu nedenle taş mercanların durumunu yakından izlemek, deniz ekosistemlerinin geleceği için kritik öneme sahip. Taş mercanlar ise yalnızca iklim değişikliğiyle değil, aynı zamanda insan kaynaklı tehditlerle de karşı karşıya. Koloni halinde yaşayan taş mercanlar, Akdeniz’de hedef dışı avlanan ve nesilleri tehlikede olan türler arasında bulunuyor. Bu nedenle Vakfımız Kuzey Ege’deki balıkçı kooperatifleriyle iş birliği yaparak, türün korunmasına yönelik çalışmalar yürütülecek. Fosil niteliği taşıyan türlerin Akdeniz’de en az on bin yıllık bir geçmişe sahip olan ve yılda sadece 2 ila 5 milimetre büyüyebilen taş mercanlar, yavaş gelişimleri nedeniyle son derece hassas türler. Uluslararası Doğayı Koruma Birliği’nin (IUCN) Kırmızı Listesi’nde yer alan bu tür, 2022 yılında TÜDAV önerileriyle Türkiye’de yasal koruma altına alındı.