KARABURUN’DA BİR SERÇE VARDI
Şahika ve Asaf Ertan
Serçe, aslında bir kara kuşudur; herkes bilir. Söğüt serçesi, ağaç serçesi, çöl serçesi vb. türleri vardır. Ama hiçbir ornitologun tanımadığı bir türü vardı ki onu da biz biliyoruz. Bizler, Ege’nin bir güzeller güzeli sahilinde, mütevazı ama kimlikli bir otelde, kalbi pırıl pırıl parlayan insanların himayesinde, serçenin Erol halini tanıyan ve sayısı hiç de azımsanmayacak insanlarız. 4 Mayıs 2023 günü, konduğu daldan uçup giden bir serçemiz vardı: Erol Serçe.
O, bir zamanların Rumlu Türklü İstanbul’unda, böyle bir karma evliliğin çocuğu olarak doğmuş bundan 87 yıl önce. Sonra denizler evlât edinmiş onu besbelli. Bir kere denizin tadını alan karaya döner mi? Dönememiş Erol Serçe de ve dalgalarla oradan oraya, balıklarla denizden denize.. Taa İzmir’e yol almış.. Üç çeşit ailesi olmuş Serçemiz’in. İstanbul’daki insan, denizlerdeki sudan ailesinden sonra, Karaburun’da kendinden küçük yaşta bir Ata’nın ve de ailesinin çocuğu olmuş tekrar. Biz tanıdığımızda, Yeniliman’da küçük teknesine bir bebek gibi bakıyor, denize açılıyor, balık avlıyor, Ata’sına getiriyor, bizler de onun tuttuğu balıkların lezzetiyle akşam yemeklerimizin keyfini çıkarıyorduk. Lezzet sadece yediğimiz balıklardan gelmezdi. Serçe’nin anlattıkça coştuğu, çoştukça renklendirdiği, bir meddah misali her defasında değişikliklerle bezediği, Hemingway’in “İhtiyar Balıkçı”sı ile boy ölçüşecek denli macera dolu öykülerinden gelirdi asıl lezzet. Böyle keyif alanlardan biri de Hollanda’da yaşayan yönetmen Şaban Ol ve Eric de Volder olmuş ki 2012 de, Hollanda-Türkiye ilişkilerinin dörtyüzüncü yılında önce Hollanda’da, sonra Türkiye sahnelerinde, öyküsü bir tiyatro eserine dönüşmüş; Yeniliman’ın Serçe’si, tüm hayat hikayesi ile sadece onu bizzat tanıyanların dışında seyircisinin de kalbine işlemiş ince ince…
Evet, bu varlığı ile bizleri çok etkilemiş, o varlığa sevgi ile yaklaşan insanlar sayesinde Lipsos Otel’de sıcak bir yuva bulmuş, özel anılarıyla balıkçılık tarihimize geçecek Erol ismindeki Serçe, TÜDAV sayfalarına da konsun istedik. Onu rahmetle anarken, böyle bir usta balıkçıyı evlât gibi bağrına basan Soyaklar’a da teşekkür etmek istedik. Denizleri sömürmeden, kendi varlığını ona adayarak ekmek parasını çıkaran, o hayatı renkli anılara dönüştürüp bizlere aktaran tüm Erol Serçeler’e selâm olsun.