Akdeniz Foku Ölümü Hakkında Ayrıntılı Rapor

5 Mayıs 2013

AKDENİZ FOKU ÖLÜMÜ HAKKINDA AYRINTILI RAPOR

30 Nisan 2013 tarihinde Antalya Alanya ilçesi, Demirtaş Beldesi, Aydap Mevkii’nde ölü olarak karaya vuran ergin erkek (238cm) Akdeniz Foku (Monachus monachus) türü deniz memelisi bireyi, Gazipaşa Su ve Doğa Sporları Kulübü üyeleri tarafından bulundu. 1 Mayıs günü Jandarma, Sahil Güvenlik, Alanya İlçe Tarım Müdürlüğü, Antalya Tarım İl Müdürlüğü, Antalya Büyükşehir Belediyesi’nin yardımlarıyla karkas Alanya Belediyesi morguna kaldırıldı. 2 Mayıs günü ölüm sebebini anlamaya yönelik nekropsi yapıldı ve bilimsel araştırmalar (pataloji, genetik, kimyasal birikim, mide içeriği vb.) için örnekler alındı. Daha sonra karkas, Antalya Büyükşehir Belediyesi personeli Deniz Biyoloğu Dr. Elif Özgür Özbek’in koordinasyonu ile ileride kurulacak müzede iskeleti sergilenmek üzere gömüldü.

Vakfımız (Türk Deniz Araştırmaları Vakfı) deniz memelileri uzmanı Vet. Erdem Danyer ve Bakanlık veteriner hekimlerinin 2 Mayıs 2013 tarihinde yaptığı nekropsi çalışmasının ön raporu 3 Mayıs 2013 tarihinde internet sitemizden yayınlandıktan sonra alınan örnekler ve edinilen veriler üzerinde çalışmalarımız devam etmiş ve ayrıntılı rapor hazırlanmıştır.

AYRINTILI FİZİKSEL MUAYENE RAPORU
Dış incelemede vücut uzuvları normal pozisyonlarındaydı. Ağız içi normal, mukozalar solgundu. Karın bölgesi deri altı yağ dokusunda darbeye bağlı kanamalar, yaygın peteşiler (yüzeysel kan damarlarının yırtılması sonucu deri kanaması) ve ekimozlar (morarma) mevcuttu. Deride amfizem(dokularda olağandışı gaz bulunması) mevcuttu. Kaslar aşırı derece hiperemik ve konjesyoneydi. Karın boşluğu açıldığında iç kanama sonucunda kan birikmesi olduğu tespit edildi. Mide ve bağırsaklar doluydu. Yemek borusunda sindirim sıvıları ve sindirilmiş balık parçaları vardı. Ölümün beslenme sırasında gerçekleştiği anlaşıldı. Karaciğerde ve böbreklerde çürüme başlamıştı. Göğüs kafesi açıldığında burada da iç kanama olduğu görüldü. Akciğerlerde pneumoni, amfizem ve konjesyone görüntü vardı. Kalpte konjesyon, hiperemi ve yağlanma mevcuttu. Kalpte fokun can çekişerek öldüğünü gösteren kan pıhtıları bulundu. Soluk borusu temizdi. Ağız içi ve dil normal oral boşlukta bütünlük bozulmamış, mukozalar solgundu. Organ bozunmalarından fokun 3-5 gün önce öldüğü tahmin edilmektedir. Vücut üzerinde özellikle kafada, etrafında peteşiler ve hemorajiler olan delik şeklinde, nohut büyüklüğünde kenarları düzgün lezyonlar görüldü. Ön raporda da bahsedilen bu yaralar daha sonra konunun uzmanları tarafından incelenmiş ve ateşli silah tarafından açılmış olabileceğine karar verilmiştir (Foto 1-4). Ancak nekropsi sırasında saçma parçasına rastlanmamıştır.

Özet olarak, Fokun kafa ve vücudunda ateşli silah veya darp nedeni ile oluşabilecek travmalara rastlanmıştır. Abdomen ve thoraxtaki bulgulara dayanarak ölümün beslenme sırasında veya hemen sonrasında gerçekleşen, insan etkisiyle oluşmuş dış etmenler kaynaklı kan kaybı sonucu, hipovolemik şok nedeniyle gerçekleştiği düşünülmektedir. Sonuç olarak, Fok doğal bir ölümle değil, insan etkisiyle ölmüştür. Dünya’da nesli tükenme tehlikesi altındaki ilk 20 hayvandan biri olan Akdeniz Foku’nun insan etkisiyle kasti veya kaza ile öldürülmesi kabul edilemez.

TÜDAV olarak; Antalya Valiliği’nden ve diğer yetkili kurumlardan faillerin bulunması için gereken araştırmaların titiz bir şekilde yapılmasını talep ediyor, nesli tükenmekte olan bu hayvanların korunması için Orman ve Su İşleri Bakanlığı’nın ACİL bir toplantı yapmasını ve etkin önlemler almasını öneriyoruz. TÜDAV bu öldürülme olayını yasal olarak takip edecektir.

1993 yılından beri ekip olarak deniz memelileri (yunus, balina, akdeniz foku) üzerine bilimsel çalışmalar yapan TÜDAV; araştırmalarını balıkçılık etkileşimleri, karaya vuran hayvanlar, popülasyon dağılımı ve büyüklüğü, akustik ve görsel İstanbul Boğazı’nda göç takibi, fotoğraf ile kimliklendirme (photo-id), genetik yapı, kafatası koleksiyonları, mide içeriği, koruma stratejileri, hastalık vb. konularında yoğunlaştırmıştır. Lütfen, İ.Ü./TÜDAV Karaya Vuran Deniz Memelileri İletişim Ağı’na destek vererek ölü balina, yunus ve fok gözlemlerinizi sahil güvenlik (158), deniz polisi, (153), İ.Ü. Su Ürünleri Fakültesi veya TÜDAV’a bildiriniz. Ölü hayvanlara herhangi bir hastalık riskine karşı koruyucu eldiven giymeden dokunmayınız. Yapılan ihbarlar, bilimsel çalışmalarımız için önemli veri kaynaklarıdır. Bu konuda, bize katılmanızı ve denizlerimizi koruma çabamıza destek olmanızı bekliyoruz.

Türk Deniz Araştırmaları Vakfı

Ek bilgi:
Nesli tehdit altında olan Akdeniz fokları günümüzde kuzeybatı Afrika kıyıları Madeira adası (Portekiz) ve Akdeniz’de özellikle Türkiye ve Yunanistan kıyılarında dağılım gösterir. Issız kayalık kıyılar, ada ve adacıklar, sualtı ve suüstü girişli deniz mağaralarını kullanırlar. Uyumak ve güneşlenmek için karaya çıkarlar. Kıyısal bölgede 0-30 m derinliklerde avlanır, bilinen en derin dalışı 75 m’dir. Yeni doğanlar 80-120 cm uzunlukta, 15-26 kg ağırlıkta olurlar; yetişkinler 2,8-3,1 m uzunluğa ve 250-400 kg ağırlığa ulaşırlar. Vücut rengi; koyu kahverengi, kahverengi, siyah, gri, koyu gri, karın kısmı açık renktedir, bazı bireylerde karın kısmında büyük beyaz leke olabilir. Vücut üzerinde çeşitli açık renkli noktalar, lekeler ya da izler olabilir. Tek ya da 5-6 bireylik gruplar olabileceği gibi daha fazla sayıda bireyle geniş plajlarda koloni halinde yaşayabilirler. Günümüzde Akdeniz’de sıklıkla izole halde tek bireyler gözlenmektedir. Çeşitli türde balık, kabuklular ve kafadanbacaklılarla beslenirler. Türkiye’de Ege ve Akdeniz kıyılarında 100-50 birey kaldığı tahmin edilen tür, son yıllarda Karadeniz ve Marmara Denizi’nden çekilmiştir. Türkiye’de ve Doğu Akdeniz’de fok popülasyonunun azalmasındaki en büyük etken insan kaynaklı KASTİ öldürmelerdir.

Fotoğraflar: E.Ö.Özbek/TUDAV